Kahramanmaraş’ın Düşman İşgalinden Kurtuluşu

0
18305

         Yazının pdf metnini indirmek için tıklayınız:

[gizle link=" https://bilgeseli.com/wp-content/uploads/2015/02/maraş.pdf"]

              Birinci Dünya Savaşı’nin sonlarına doğru Müttefiklerinin yenilmesi üzerine, Osmanlı İmparatorluğu 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi ile Anadolu’nun birçok yeri gibi Maraş’ta işgal altına girmesi ile işgal güçlerine karşı 11 Şubat 1920’de başlayan savunma 5 Mart 1920 tarihinde işgalin ortadan kalkması ile sonuçlanmıştır.

Kahramanmaraş’ın İngilizler Tarafından İşgal Edilmesi (22 Şubat 1919)

               Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra istilacı itilaf devletleri harekete geçtiler. Ancak; Ingiltere ile Fransa arasında da anlaşmazlık çıktı. İki devlet arasındaki daha önce Syket-Picot antlaşmasına göre; Musul Fransa’ya verildiği halde, Ingilizler burayı zorla işgal ettiler. Hatta, 6 Aralık’ta Gaziantep’in Kilis ilçesini, 1 Ocak 1919’da Gaziantep’i işgal ettiler. Bu arada Ingilizler’in Kahramanmaraş’ı da işgal edeceği haberi halk arasında birden yayıldı.

           İngilizler, Ermenilerin “Yaşasın Ingilizler, Yaşasın Ermeniler, Kahrolsun Türkler, Türkler’e ölüm” gibi naralarla 22 Şubat 1919’da şehre girdiler. 15 Eylül’de İngilizlerle Fransızların imzalamış oldukları “Suriye İtilafnamesi” gereği İngilizler, Kahramanmaraş’ı terkettiler.

İngilizlerin Kahramanmaraş’ı derhal terketmeleri’nin üç nedeni vardır:

1. 15 Eylül 1919’da Imzalanan “Suriye İtilafnamesi”

2. İngiliz işgal kuvvetleri içerisinde görev alan müslüman askerlerin herhangi bir çatışmada Türkler’i destekleyeceği korkusu.

3. Kahramanmaraş halkının tahriklere kapılmayışı, akıllı hareket etmeleri, ileri gelenlerin anlayışlı ve bilgili olmalarıdır.

                                                                         Fransız Koloni Yönetimi

              29 Ekim 1919 Çarşamba günü ikindi üzeri Fransız yüzbaşısı Joly yanında bir kısım kuvvet olduğu halde Maraş’a geldi. Fransız alayı, şehrin güneyindeki Aksu Köprüsü’nün yanına karargah kurdular. 30 Ekim 1919 Perşembe günü erken saatlerde De-Fontzine komutasındaki 2000 dolayındaki Ermeni-Cezayirli ve Fransız karışımı askerler diğer Fransız alayı ile de birleşerek şehri işgal ettiler. Fransız askerleri ve Ermeniler slogan atıp, marşlar söyleyerek Amerikan Koleji’ne (şimdiki Halk Eğitim Merkezi) yerleştiler. Kahramanmaraş’ı işgal eden kuvvetlerin sayısı Türk kaynaklarına göre; 400 Ermeni, 1000 Fransız, 500 Cezayir’li olarak verilmektedir.  

                                                                          Çatışmaların başlaması
                                                                        Ana madde: Sütçü İmam

         Bir grup Fransız Ermeni askeri ikindi üzerinde Uzunoluk Caddesi’nden kışlaya dönüyorlardı. 0 anda Uzunoluk Hamamından yüzleri peçeli iki Türk kadını çıktı. Üç kişi olan ve sarhoş durumda olan Fransız Ermeni askerlerinden birisi, hamamdan çıkan Türk kadınlarına saldırdı ve peçesini yırttı. “Artık burası Türklerin değildir, Fransız memleketinde peçe ile gezilmez” diyerek kadıncağıza sarılıp ilişmek istedi. Peçesi yırtılan ve zor durumda kalan
kadıncağız bayılıp yere düştü. Diğer kadında imdat istercesine bağırdı. Olayı Kel Hacı’nın kahvesinden gören Türkler dışarı çıkarak, askerlerin üzerine yürüdüler. Türkler, Ermeniler’e ihtarda bulunarak yollarına gitmelerini söylediler. Ermeniler kötü sözler sarfederek silah kullandılar. Bu arada Çakmakçı Sait orada kurşunla yaralandı ve şehit oldu. Gaffar Osman’da yaralandı. Bu sırada Ali Sütçü Imam, Karadağ tabancasını alarak dükkanından hızla olayın olduğu yere geldi. Silahını Ermeni askerlerinin üzerine boşalttı. İlk kurşunu atan Kahraman Sütçü Imam’ın silahı ile yaralanan Ermeni askeri arkadaşlarının yardımı ile kışlaya götürüldü. Yaralı asker bir gün sonra öldü.
Sütçü İmam ise Nalbant Bekir’den aldığı bir atla Bertiz’in Ağabeyli köyünde bulunan Beyazıt oğlu Muharrem Bey’in yanına gitti, Sütçü İmam Ermeni ve Fransızlar tarafından sürekli arandı. Bulunması için de Kahramanmaraş Hükümeti çok sıkıştırıldı.Bütün çabalarına rağmen Sütçü İmam bulunamadı.

       Sütçü İmam hadisesinden sonra gözleri dönmüş Ermeniler, çılgınlıklarını artırmaya başladılar. Ermeniler sağa sola ateş ederek Zülfikar Çavuş oğlu Hüseyin’i şehit ettiler. Bu arada Türkleri öldürüp kadınlarını alacaklarını, camilerine çan takacaklarını söylemeye başladılar.

      Gaziantep yolu üzerindeki Zeytinlikte Tiyeklioğlu Kadir isimli genci boğazlayarak burnunu ve kulaklarını kestiler. Tiyeklioğlu Kadir, Sütçü İmam’ın dayısının oğlu olduğundan, özellikle işkence sonucu öldürdüler

Bayrak Olayı:

               İşgal güçlerinin şehirde yaptığı taşkınlıklar tam bir terör havası estirir. Olaylar bir türlü durmak bilmez. 27 Kasım 1919 gecesi Ermenilerin ileri gelenlerinden Hırlakyan’ın evinde işgal komutanının şerefine bir balo tertiplenir. Balo da Komutanın dansa davet ettiği genç Ermeni kızı “Sizinle dans etmekten mazurum. Çünkü kendimi esarette hissediyorum Kale de Türk Bayrağı dalgalandığı sürece, sizinle dans edemem!” diyerek teklifini red eder. Bunun üzerine askerlerine derhal emir veren Komutan, Kaledeki Türk Bayrağını indirtir.
28 Kasım 1919 Cuma günü Maraş’ın kara sabahıdır. Yatağından kalkan Maraş’lılar, asırlardan beri Kale burcunda dalgalanan Şanlı Bayraklarını göremezler. Bu olay şehri infiale sürükler. Savcı – Avukat Mehmet Ali Kısakürek derhal kaleme sarılarak “Alem-i İslam’a Hitap” beyannamesini yazarak şehrin muhtelif yerlerine dağıttırır. Halkı Bayrağın indirilmesine tepki göstermeye davet eder. Bir Milletinin İstiklaline son verilmesi anlamına gelen Bayrağının indirilmesi karşısında Maraş’lılar sesiz kalmazlar ve Cuma namazı vakti Ulu Cami’de halk toplanır. Ezan Okunduktan sonra, Cami’de toplanan halk “Bayraksız Namaz kılınmaz” diye bağırır. O esnada Cami İmamı “Aziz Cemaat, Kalesinde düşman bayrağı dalgalanan bir Millet Hürriyet’ini kaybetmiş sayılır. Hürriyet olmayan bir yerde Cuma namazı kılmak caiz değildir” diyerek dağıtılan beyannamenin doğuru olduğunu tasdik eder. Bunun üzerine Maraş’lılar topluca Kaleye hücum ederek, indirilen Bayrağı yeniden Kale burçlarına diker ve Cuma namazı orada eda edilir.

        Bayrak olayının ardından şehir adım adım savaşa sürüklenir. Aslanbey Başkanlığında kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, her mahallede kurularak faaliyete geçer. Bir taraftan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile temasa geçerek direniş hazırlığına başlanır. 21 Ocak 1920 günü Şehir Harp’i başlar. 22 gün ve gece süren bir Mücadeleden sonra Maraş’lılar 7 den 70’e silaha sarılarak tek yürek tek bilek halinde bütün mevcudiyetini ortaya koyar. Sonunda kendisini yok etmek isteyen düşmanı yerli işbirlikçileri ile birlikte mağlup ederek, büyük bir zafere imzasını atar. Bu uğurda pek çok evladını Şehit verir. Maraş’ın düşman istilasından kurtulması, Türk Kurtuluş Savaşı’nın da ilk hareketini teşkil eder. Maraş’lılar, daha o tarihte “Kendini Kurtaran Şehir” unvanı ile anılmaya başlamakla birlikte, çevre illerinde yardımına koşarak Milli dayanışmanın en güzel örneklerini verir

Bir Cevap Yazın