Hattiler ve Hititler Kimlerdir ? MÖ 2500-2000/1700 yıllarında Anadolu’da yaşamış bir uygarlık. Anadolu Yarımadası’nın bilinen en eski adı Hatti Ülkesi‘dir.
Hititler’in tarihteki yerine dair bilgiler, yüzyılın başında elde edilmiştir. Bu bilgiler “Yozgat Tabletleri” olarak bilinen tabletlerin çözülmesiyle elde edilmiştir. Anadolu’da uzun süre yaşamış olan Hatti’ler, Hitit kültürünü ve yaşamını da oldukça etkilemiştir. Zamanla bu iki kültür birbirine kaynaşmış ve Hitit kültürü olarak var olmaya devam etmiştir.
Hititler, Anadolu’ya Kafkasya üzerinden göç etmiş bir Hint-Avrupa kavimi olarak tanımlanabilir.
Birçok kişi Hattilerle Hititleri birbirine karıştırır. İkisinin aynı halk olduğunu düşünür ancak bu doğru değildir. Hattiler, Hititlerden önce bölgede varlık gösteren yerli bir Anadolu halkıydı. Ancak bu halk başta din ve kültür olmak üzere Hitit uygarlığı üzerinde çok büyük etkiler yapmıştır. Öyle ki, Hititler Hatti ülkesinin siyasal egemenliğini ellerine geçirdikleri zaman sahip oldukları toprakları yine eskiden olduğu gibi “Hatti ülkesi” şeklinde tanımlamaya devam etmişlerdir. Bundan dolayı dönemin diğer devletleri de Hititleri özellikle Hattiler şeklinde tanımlamışlardır.
Hattiler ve Hititler aslında farklı halklar olduklarının anlaşılmasıyla birlikte, karışıklığı önlemek amacıyla, günümüzde ‘Hititler’ olarak tanımladığımız halka ‘Hitit’ adının kullanımı devam etti.
Hattiler Anadolu’nun yerli halkıdır ve Hititler gibi Hint-Avrupa kökenli değillerdir. Dilleri günümüzde bilinen hiçbir dil grubuna girmese de Asya kökenli bir dil olduğu anlaşılıyor. Hattiler döneminde Anadolu’da yazı kullanılmadığı için Hattice hakkındaki kısıtlı verilere Hitit arşivlerinde yer alan bazı Hattice metinler yoluyla ulaşabiliyoruz. Zira Hatti dili Hitit egemenliği döneminde de özellikle dini metinlerin ve dua metinlerinin yazılmasında kullanılmıştı ve halk bu dili konuşmasa da olasılıkla rahip sınıfı Hatti diline hakimdi. Yapı olarak Hattice’den çok farklı olan Hititçe ise aynı İngilizce, Fransızca, Yunanca gibi bir Hint-Avrupa dilidir ve yazıya dökülen dolayısıyla varlığı bilinen en eski Hint-Avrupa dilidir.
Anlaşıldığı gibi köken olarak birbirinden tamamen farklı olan bu iki halk, Hitit kökenli bir yönetici sınıfın tüm bölgeyi ele geçirip merkezi bir yönetim kurmasından sonra aynı siyasi yapı içinde birleşmiştir. Özellikle Hatti kültürü, Hitit kültürü üzerinde öyle büyük izler bırakmıştır ki Hitit Tanrılar topluluğunun en önemli Tanrıları Hatti kökenlidir ve Hitit mitolojisini meydana getiren mitlerinde çoğunluğu yine Hatti kökenlidir.
Hint-Avrupa kökenli Hititlerin Hattilerin kültürünü ne kadar çok benimsediklerini gösteren en belirgin şey, eskiden Hatti egemenliğinde olan bölgeyi ele geçirdikten sonra bile orayı “Hatti ülkesi” olarak tanımlamaya devam etmeleri ve hatta kendilerine de Hattili demeleridir. Ancak ülke nüfusunun büyük bir kısmının Hatti kökenli olması da bu tutumun bir nedeni olabilir.
Sonuç Olarak
Hatti uygarlığının, Anadolu’nun eski tarihinde önemli bir yer işgal ettiği anlaşılmaktadır. Bu eski halk tarafından geliştirilen kültürel ve dini pratikler, Hititlerin kültürü üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Hattilerin sanat ve ritüel nesneleri, arkeolojik kazılarda bulunarak, bu eski toplumun zengin mirasının keşfedilmesi sağlanmıştır. Hattiler tarafından kullanıldığı düşünülen dini figürler ve semboller, sonraki dönemlerde Hitit uygarlığında da görülmektedir. Bu bulgular sayesinde, Hattilerin dini ve kültürel yaşamının daha iyi anlaşılması mümkün hale gelmiştir. Öte yandan, Hititlerin Anadolu’da kurduğu geniş imparatorluğun varlığı, çeşitli tarihi kaynaklar ve arkeolojik buluntular tarafından ortaya konulmuştur. Hitit uygarlığının sanat, mimari ve hukuk alanlarında önemli başarılar elde ettiği bilinmektedir. Hattuşaş’ta gerçekleştirilen kazılar sırasında, Hititler tarafından inşa edilen anıtsal yapılar ve kabartmalar keşfedilmiştir. Ayrıca, Hitit çivi yazısının kullanımı, bu halkın tarihini ve günlük yaşamını anlamamıza yardımcı olan yazılı kayıtların varlığını ortaya koymuştur. Bu yazıtlar sayesinde, Hitit toplumunun sosyal yapısı ve kültürel değerleri daha iyi anlaşılmıştır.
Not
2015 sosyal bilgiler öabt sınavında Hattiler ve Hititler ile ilgili soru çıkmıştır. Bu soru birçok tartışma yaratmış olsa da ösym cevap olarak Hattileri kabul etmiştir. Buradan yorum yaparsak,
- Alacahöyük’te yapılan kazılarda bulunacak mimari eserlerin çoğunluğu Hattilere,
- Çatalhöyük’te yapılacak kazılarda bulunan eserler Hititlere,
aittir.