Ali Fuat Cebesoy Milli Mücadele Hatıraları Kitap Özet

0
7588

1-) Kitap Hakkında Bilgi: Ali Fuat Cebesoy Milli Mücadele Hatıraları isimli kitabın yazarı Ali Fuat Cebesoy ‘dur. Kitap anı şeklinde kaleme alınmıştır. Milli Mücadele, Kuva-yi Milliye, Anadolu mücadelesi denilince akla ilk gelen isimlerden biri de hiç şüphesiz ki Ali Fuat Cebesoy’dur. Amasya’da Mustafa Kemal’in etrafında toplanan Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Refet Bele ve Ali Fuat Paşa gibi bir avuç fedakar insan, tarihimizin en manalı ve şerefli mücadelesine başlarken, yalnız mevkilerini değil, hayatlarını da kutsal davaya feda etmişlerdir.

Ali Fuat Paşa, Kurtuluş Savaşındaki hizmetlerinden daha da büyük bir hizmet yapmıştır. Zira onun Milli Mücadele Hatıraları, Moskova Hatıraları ve Siyasi Hatıralar isimli eserleri, sadece anı kitapları değil, kurtuluş ve kuruluş mücadelesindeki olayları ve kişileri değerlendiren önemli birer tarih belgeselidir…

Kitap ‘Osman Selim Kocahanoğlu’ tarafından yazılmış ‘ Osmanlıdan Cumhuriyete, Ali Fuat Cebesoy Üzerine…’ isimli deneme yazısı ile başlamaktadır.  Bu 60 sayfalık giriş bölümünden sonra Ali Fuat Cebesoy’un hatıraları başlamaktadır. Kendisi hatıralarını konularına göre 40 bölüme ayırmıştır.

2-) Kitap & Ali Fuat Cebesoy’un Milli Mücadele Hatıraları

A-) Ali Fuat Cebesoy kimdir ?

            1882 Üsküdar / İstanbul doğumludur. Mustafa Kemal’in Harp Okulu yıllarında sınıf arkadaşıdır.  İzmir’in işgalinden sonra Ankara’ya ilerleyen İngiliz birliklerine ateş açma emrini vererek, şimdiki adı Ali Fuat Paşa tren istasyonu olan bölgede durdurması nedeniyle Kurtuluş Savaşı’nı fiilen başlatan ilk komutan oldu ve savaş boyunca önemli görevler üstlendi.

Milletvekili olarak başladığı siyasi yaşamında Türkiye’nin ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurucularından birisidir. İzmir Suikastı sanığı olarak İstiklal Mahkemesinde yargılanmış ve suçsuz bulunmuştur.

1939’dan sonra siyasete dönerek TBMM başkanlığı, Bayındırlık bakanlığı yaptı. 1948’den itibaren siyasete Demokrat Parti’de devam etti. 27 Mayıs Darbesi’nden sonra Yassıada Mahkemeleri’nde yargılandı. Ali Fuat Cebesoy, vasiyeti üzerine Geyve’nin Ali Fuat Paşa  kasabasında askeri törenle toprağa verildi.

B-) Bölümler

Ali Fuat Cebesoy Milli Mücadele Hatıraları  50 bölümden oluşmaktadır. Özet yazımda tüm bölümlerden bahsetmeyeceğim. Mühim gördüğüm ve Sosyal Bilgiler 8. Sınıf müfredatı ile alakadar olan hususlardan birbirini takip eden konuları bölmeden aktarmaya çalışacağım

B.1- Cepheler Yıkılırken

Almanya’nın Durumu:

1917’nin sonlarına doğru, Almanya ordusu’nun yenilgileri telafi edecek gücü yoktu. İtilaf devletleri mühim bir saldırı ile Alman ordusunu dağıtıp savaşa son vermeyi düşünüyordu. Bu durumu Almanya ise en az zararla kurtarmayı düşünmeye başlamıştı.

Osmanlı Ordusunun Vaziyeti:

1918 Breslitovsk  antlaşması ile savaştan çekilen Rusya, Osmanlı topraklarından yavaş yavaş geriye çekilmeye başlamıştı. Geri çekilirken Rus ordusu ağır silahlarını ve biraz mühimmatı bölgede bırakmıştırlar. Bu silahları bölgede bulunan Enver Paşa’nın komutasında ki 9 bin kişilik ordu toplamış ve Batum ve Kars’a girmiştir.

Irak ve Filistin cephelerinde bulunan birliklerin sayısı ve silah gücü azalmış, İngilizlerle yapılan çatışmalar da ağır kayıplar vermiştiler. Iraklılar ve İngilizlerin karşısın da Osmanlı Devleti iki buçuk ay süren kanlı muharebelerin ardından Kudüs’ü vermek zorunda kalmış ve geri çekilmişti.

B.2- Birinci Cihan Harbini İdare Edenler

            Bu bölümde Ali Fuat: 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi, Rusya’nın Panislamizm hareketi, Galiçya, Romanya ve Makedonya’nın durumu, Enver Paşa’nın Almanlarla yaptığı görüşmeyi anlatmaktadır.

B.3- Cenup Cephesi Kurulurken ( Güney )

  • 31 Ekim 1918’de Mustafa Kemal Paşa, Liman For Sanders Paşa’nın imzasını taşıyan emir ile Yıldırım Orduları Grubunun emir ve kumandasına getirilmiştir.
  • 2 Kasım 1918’de Mondros Mütakerelerinin sonuçları İstanbul hükümetine bildirilmiş ve bu tarihten sonra İttilaf devletleri uygulamaya geçmiştirler. ( İşgale! )
  • Mevcut gelişmeler ve baskı sonrasında Ahmet İzzet Paşa Kabinesi istifa etmiştir.
  • 20 Aralık 1918’de Fuat Paşa İstanbul’a gelmiştir. İlk önce Mehmet Ali Bey ile kısa bir görüşme yapmış ve İstanbul’un içinde bulunduğu durumu ‘ İstanbul Kan Ağlıyor’ sözleriyle belirtmiştir. Yapmış olduğu bu görüşmeden sonra Mustafa Kemal Paşa’nın Şişli’de ki evine gitmiştir. Burada yaptıkları görüşme de tek kurtuluş yolunun ordu ile millet el ele verip beraber mücadelesi ile olacağını tespit etmiş , ‘ordunun terhisini durdurmanın ‘ çareleri üzerinde konuşmuşturlar.

B.4- Milli Mücadele Hakkında Neler Düşünüyorlar ?

  • Enver Paşa, bu hususta ki düşüncelerini şu cümlelerle ifade etmiştir:‘ Vatanın kurtuluşunu kim istemez ve kim bu mukaddes gaye için çalışmaz?’
  • Karabekir Paşa, düşüncelerini şu cümlesiyle ifade etmiştir: ‘ Vahim sulh şartları karşısında milli istiklalimizi kurtarmak için mücadeleye girişmek mümkündür.’

B.5- Konya’dan Ankara’ya

  • Ali Fuat Paşa 1919 Mart ayı başında İstanbul’dan Konya’ya ve buradan da Konya’ya geçmiştir. Konya’da ordu müfettişi unvanıyla bulunan arkadaşı ve vali ile görüşmüştür. Bu görüşmeler sonrasında bu iki kişinin endişelerini bertaraf edip güvenlerini sağlamıştır.
  • Ahmet Tevfik Paşa’nın istifasından sonra yeni hükümeti ‘Damat Ferit Paşa’ tarafından kurulmuştur. Ali Fuat, bu kabine de tanıdığı Ali Bey’in görev almasına sevinmiştir. Çünkü Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya tayini için gerekli olabilecekti. Bu iş için babasına mektup yazarak Mehmet Ali Bey’in peşini bırakmamasını rica etmiştir.
  • Ankara ‘da çeşitli görüşmeler yapmıştır. Bunlardan en önemlisi 20’nci Kolordu’nun yanlarında olmasını sağlamasıdır.

B.6- İzmir ‘de Yunan İşgali

  • Yunan ordusu İngilizlerden aldığı destekle İzmir’e çıkartma yapıp, Anadolu’da ki ilerleyişe başlamıştır.

B.7-Mustafa Kemal Paşa Samsun’da

  • Mehmet Ali Bey, faaliyete geçmiş, yeni Sadrazama paşanın meziyetlerinden söz açarak bir vazifeye tayini hususunda ricada bulunmuştur. Ancak o zamanlar mevcut durumlardan dolayı ısrarla padişaha durumlar hakkında konuşmalar yapılamıyordu.
  • Doğu’da ki olaylar patlak verdiği sırada Mehmet Ali Bey sadrazam Damat Ferit’e Mustafa Kemal’i önermiştir. Damat Ferit ile akşam yemeğine davet edilen Mustafa Kemal Paşa görüşme de Damat Ferit’in sorularına onun isteyeceği şekilde cevaplar vermiştir. Görüşme sonrasında memnun kalan Damat Ferit, Mustafa Kemal Paşa’nın elini sıkarak ‘Sizin gibi komutanlara ihtiyacımız var.’ demiştir. Bu görüşme sonrasında Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi, Mustafa Kemal Paşa’yı 9.ordu kıtaatı müfettişliğine atamıştır.

B.8-Rauf Bey Anadolu’ya Geçiyor

  • Ömer Lütfi Bey , Hüseyin Rauf Bey ve Ali Fuat, 3 arkadaş önce Afyonkarahisar’a ardından birlikte Ankara’ya gitmiştirler.

B.9-Amasya Kararlar

Amasya Mukarreratı ( Kararları ):

  1. Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir.
  2. İstanbul hükumeti aldığı sorumluluğun gereğini yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gösteriyor.
  3. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
  4. Milletin içinde bulunduğu durum ve şartların gereğini yerine getirmek ve haklarını gür sesle cihana duyurmak için, her türlü baskı ve kontrolden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir.
  5. Anadolu’nun her bakımdan en güvenilir yeri olan Sivas’ta hemen milli bir kongre toplanması kararlaştırılmıştır.

Ali Fuat Cebesoy Milli Mücadele Hatıraları

B.10- Ankara’da Bir Amerikalı

            Bu bölümde Ali Fuat Cebesoy, Ankara’da karşılaştığı Amerikalı gazeteci ile yaşadığı diyalogları ve olayları aktarmaktadır.

B.11-İstanbul’dan Gelen Mektuplar

  • Bu bölümde Ali Fuat, Ahmet Rıza Bey’in görüşmeleri ve Kara Vasıf Bey’in Fransızlar yaptığı görüşmeleri ve kararlarını kaleme almıştır.

B.12- Mustafa Kemal’in Askerlikten İstifası

  • Mustafa Kemal Paşa istifa ettiğini telgraf ile bölgede ki tüm askeri birliklere bildirmiştir. Kumandanlık dairesinde ki odasında yazı yazmakla meşgul olan Ali Fuat Cebesoy’a ilgili telgraf verilir. Belgeyi eline alan Ali Fuat, hayli heyecanlanır ve şaşırır. Bir o kadar da arkadaşının mesleğinden istifa etmesinden dolayı üzülür. Ancak fedakar arkadaşını yalnız bırakmayacağını bu yola çıkmadan bunun sözünü verdiğini bu bölümde dile getirir.
  • Karabekir Paşa, Mustafa Kemal’in karşısına geçip:

‘ – Ben ve kolordum emrinizdeyim.’ demiştir.

B.12- Erzurum Kongresi

  • 23 Temmuz 1919 ‘da Erzurum’da Vilayet-i Şarkiye Kongresi toplanmıştır. Toplantıya Mustafa Kemal Paşa, Hüseyin Rauf, Binbaşı Kazım, Cevat Bey’in katılımıyla başlamıştır. Kongre başkanlığına Mustafa Kemal Paşa seçilmiş ve açılış konuşması yapmıştır.

Erzurum Kongresi Beyannemesi: (

  1. Vatan bir bütündür, parçalanamaz.
  2. Her türlü yabancı işgaline ve müdahalesine karşı millet hep birlikte direniş ve savunmaya geçecektir.
  3. İstanbul Hükûmeti vatanın bağımsızlığını sağlayamazsa geçici bir hükûmet kurulacaktır. Bu hükûmet milli kongre tarafından seçilecektir. Kongre toplanmamış ise, bu seçimi Temsilciler Kurulu yapacaktır.
  4. Kuva-yi Milliye’yi etkili, milli iradeyi hakim kılmak esastır.
  5. Azınlıklara siyasi hakimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez. Ancak bu vatandaşların canları, malları ve ırzları her türlü saldırıdan korunacaktır.
  6. Manda ve himaye kabul olunamaz.
  7. Milli irade ve toplanan ulusal güçler padişahlık ve halifelik makamını kurtaracaktır.
  8. Mebuslar Meclisi’nin derhal toplanmasına ve hükûmetin yaptığı işlerin milletçe kontrolüne çalışılacaktır.
  9. Sömürgecilik amacı taşımayan devletlerden teknik, sanayi ve ekonomik yardım kabul edilebilir.

Kongrenin seçtiği Hey’eti Temsiliye: Kongrenin kararları icabında tüm milli cemiyetler ‘ Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ adı altında toplanmış ve birleştirilmiştir.

Cemiyete Mustafa Kemal Paşa, Hüseyin Rauf Bey, Kazım Karabekir Paşa, Hoca Raif Efendi, Servet Bey, Şeyh Fevzi Efendi, Bekir Sami Bey, İzzet Bey, Sadullah Efendi ve Musa Bey müteşekkil idare yani heyet-i temsiliye seçilmiştir.

B.13- Sivas Kongresi

  • Sivas kongresinin toplanmasını engellemek ve Mustafa Kemal Paşa başta olmak üzere diğer arkadaşlarını tutuklayıp İstanbul’a gönderilmesi için hükümet tarafından Ali Galip görevlendirilmiştir. Ali Galip Bey teşebbüsü 9 Eylülde akamete uğratılmış ve kendisi de İstanbul’a firar etmiştir.
  • Milli Mücadele tarihimizin en mühim siyasi vesikalarından biri olan ve tarih kitaplarımızda önem verilen Sivas Kongresi beyannamesi 11 Eylül 1919’da ilan edilmiş ve maddeleri Ali Fuat Cebesoy tarafından kaleme alınmıştır.

Sivas Kongresi Beyannamesi: –

  1. Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.
  2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir.
  3. İstanbul Hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.
  4. Kuvay-ı Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.
  5. Manda ve himaye kabul edilemez.
  6. Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan’ın derhal toplanması mecburidir.
  7. Aynı gaye ile milli vicdandan doğan cemiyetler, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirilmiştir.
  8. Genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyeti seçilmiştir.

B.14- İstanbul’un Hıyaneti ve İstanbul ile İrtibatın Kesilmesi

  • Damat Ferit Paşa, Anadolu da yaşanan bu gelişmelere şiddetle karşı çıkmış ve durumla ilgili telgraf çektirmiştir.
  • Kongre üyeleri padişah ve sadrazamın vatanı ve milleti hiçe saydığı gerekçesiyle, 11 Eylülü 12 Eylüle bağlayan gece sabaha karşı kongre heyeti Damat Ferit Paşa’ya şiddetli bir telgraf göndermiştir.
  • Kongre başka hiç bir telgrafın İstanbul’a geçirilmemesi ve İstanbul’dan kabul edilmemesini kararlaştırmıştır.

B.15- İzmir Cephesine Bakış

B.16- Birinci Eskişehir Harekatı

Ali Fuat Cebesoy’un hatıralarında sınıflandırdığı konulardan en uzun bölümü ‘ Birinci Eskişehir Harekatı’ bölümüdür. Bu bölümde ‘Sivas Kongresi’ kararlarından ‘Heyeti Temsiliye’nin Ankara’ya Gelişi’ arasında Ali Fuat Cebesoy’un yaşadığı olayları, düşünceleri, aldığı kararları ve mücadelelerle ilgili yazıları mevcuttur.

B.17- Heyet’i Temsiliye’nin Ankara’ya Gelişi

            Heyet-i Temsiliyeye Karşılama:

Heyet-i Temsiliyenin Ankara’da yerleşmesi için yapılan hazırlıklar sona erince Ali Fuat Cebesoy, Sivas’a bir telgraf çekerek hazır olduklarını ve onları beklediklerini ifade etmiştir. 27 Aralık’ta saat 11 ‘de 3 otomobilden oluşan konvoy Ankaraya giriş yaptığında, Ali Fuat Paşa bir tepede onları beklemiştir.

Ali Fuat Paşa anlatıyor:

İlk defa Ankara’ya gelen Mustafa Kemal Paşa bu manzara karşısında fevkalade memnun olmuş, adeta gözleri dolmuştu. Kendisine:

-Ankara’yı nasıl buldunuz paşam? diye sorunca, heyecanla ellerimi sıkmış:

-Cidden fevkalade, tebrik ederim, Ankara hakikaten milli bir merkez haline gelmiş. Cevabını vermişti.

Paşanın bu sözler, günlerdir devam eden yorgunluğumu unutturmuştu.

B.18- Meclis-i Mebusan Toplanırken

Heyet-i Temsiliye Ankara’ya geldikten sonra, Osmanlı Devleti Meclis-i Mebusan’ın İstanbul’da toplanmasını kararlaştırmıştır.

İstanbul hükümeti ecnebi sürgünlerinin ve padişahla taraflarının tehdidi altında yalnız başlarına milli davamızı kurtarabileceklerini zannediyorlardı. Halbuki kendilerini iktidara getiren ve Meclis-i Mebusan’ın tekrar toplanmasını sağlayan hiç şüphesiz Anadolu milli hareketiydi.

Ankara tarafından toplantıya katılacak olan vekillerden meclis de kuvvetli bir Müdafaa-i Hukuk grubunun oluşturulması ve milli siyaseti tam manasıyla benimsenmesi istenmiştir.

En önemlisi ise, vekillerle yapılan görüşme sonrasında ‘Misak- Milli’ adı verilen programın zorla kabul ettirilmesini sağlamalarını istemesidir. Bu belgenin kabulü çok önemlidir.

Toplanacak olan meclis kapatılması durumunda Ankara da açılacak olan meclise Mustafa Kemal başkanlık etmeliydi. Eğer İstanbul’da toplanacak meclise katılmak için Mustafa Kemal gider ve itilaf devletleri tarafından tutuklanırsa Anadolu’da ki harekat başsız kalacağı için, Mustafa Kemal Paşa’nın yerine Hüseyin Rauf efendi görevlendirilmiştir. Rauf Bey, İstanbul’da meclis başkanı olmaya çalışacak, Misak-ı Milli’nin kabulünü ve meclis içinde Müdaafa-i Hukuk grubu oluşturacaktı. Bu bakımdan Rauf  Bey’in bir an önce meclis açılmadan İstanbul’da bulunması uygun görülmüştür.

B.18- Memleketin Müdafaası İçin ( Ali Fuat Cebesoy Milli Mücadele Hatıraları )

Bu bölümde Anadolu da bulunan orduların mevcut durumlarından, dahili düşmanların durumlarından ve planlanan seferberlik ve milli ordu projesinden bahsetmiştir.

B.19- Kilikya Kurtuluş Mücadelesi

Maraş’ın kuruluşu: Fransızların işgali altında bulunan Maraş da halk Fransızlara karşı isyan başlatmıştır. Azim ve imanla yapılmış olan bu ba kaldırış Ankara’dan yardım olmadan halkın kendi mücadelesi ile zaferle sonuçlanmıştır.

Urfa’nın Kurtuluş Mücadelesi:

Adana Mücahitleri:

B.20- İstanbul’un İşgali

Toplanan Meclis-i Mebusan, Misak-i Milli kararlarını kabul etmiştir. Bu alınan kararlar sonrasında İstanbul’da bulunan İtilaf devletleri Meclis binasını toplantı sırasında basıp dağıtmıştır. Birçok vekili tutuklayıp sürgüne göndermiştirler.

Meclis’in dağıtılmasından sonra, İstanbul’dan kaçan vekiller Ankara’ya çağırılmıştırlar. Rauf Bey ve arkadaşları Ankara’ya dönmüştür.

B.21- İstanbul’un İşgalinden Sonra

            İstanbul’un İngilizler tarafından işgali ve Mebusan Meclisinin kapatılması mevcut istiklale vurulan son darbe olarak görülmüş ve yeni meclisin Ankara’da toplanmasına karar verilmiştir. Bu alınan karar tüm vilayetlere bildirilmiştir.

B.22- 23 Nisana Doğru

            Milli Meclisin Ankara’da nerede toplanacağı ve mebusların nerede misafir edileceği hususunda problemler vardı. Yapılan görüşmeler sonrasında yeni meclisin vaktiyle İttihat ve Terakki Fırkasının Nümunne Mektebi olarak yaptırılan bina uygun görülüp binanın tamamlanmayan inşaatına hız verilmesi için Ali Fuat Cebesoy tarafından ordunun istikam bölümü görevlendirilmiştir.

Nisanın ilk haftası Ankara’ya kara yolu ile gelmeye başlayan vekiller tek tek karşılanıp kalacakları yerlere götürülmüştür.

Ankara’nın hummalı geçen faaliyetlere sahne olduğu günlerde Osmanlı’da Salih Paşa istifa etmiş, yeni hükümeti kurma görevi dördüncü defa Damat Ferit Paşa’ya verilmiştir.

B.23- TBMM’nin Açılışı ve İsyanlar…

            22 Nisan’da Temsil-i Heyet Ali Fuat Paşa’ya telgraf göndererek 24 Nisan Cuma günü meclis’in açılması emrini iletmiştir.

Dünce-Hendek İsyanı:  Düzce isyanı sırasında bölgede görevli Mahmut Paşa şehit edilmiştir. İsyan Geyve Boğazında başlamıştır.  Kısa sürede bastırılmıştır.

B.24- Cenup Cephesi

            Cenup cephesinden kast edilen Güney cephesidir. Ali Fuat Cebesoy bu bölümde, Adana mücadeleleri, Fransızlarla mütareke, Antep mücadelesi, Fransızların Kozan taarruzu, Antep’in zaferi hakkında bilgiler veriyor.

Cenup cephesinden kast edilen Güney cephesidir.

B.25- Yunan Taarruzu

B.26- Mecliste Siyasi Çatışmalar

            Birinci Büyük Millet Meclisi toplandıktan sonra herkes ortak olarak memleketin birliği ve istiklali hususunda birleşmişti. Ancak zaman geçtikçe düşmanların vasıta olarak kullandıkları nifak, hem mecliste hem de halk arasında bir takım sorunlar çıkartmaktaydı.

Mecliste ‘Meşrutiyetçi muhafazakarlar’ , ‘Hilafet ve saltanat makamına sadakat’ ve ‘İnkılapçı grup’ olmak üzere 3 görüş hakimdi.

B.27- Çerkez Ethem ve Mehmet Efe İsyanları

            Çerkez Ethem’in İsyanı:

            Çerkez Ethem ve taraftarları, TBMM Hükümeti’nin, düzenli ordu kurulması ve Milli Kuvvetler’in bu orduya katılması yönündeki kararına karşı çıkmaktaydı. Çerkez Ethem Düzenli ordunun kurulması ve ona komutanlık verilmemesini bahane ederek isyan girişiminde bulundu. Bu isyanda komutasında ki iki bin kişilik müfrezesinden, yanında kendi adamlarını da alarak ancak üç yüz kişi katılmıştı. Eğer Çerkez Ethem’in müfrezesi itaat ve disiplin altına alınmış olmasaydı katılım çok daha fazla olacak ve bu durum savaş sırasında ( İnönü Muharebesi ) ordumuzu arkasından vurarak muharebe neticesi üzerinde önemli bir tesir yapabilirdi.

Demirci Mehmet Efe İsyanı:

Demirci Mehmet Efe de halk içerisinde yetişmiş kahramanlardandı. İzmir’İn işgali sırasında arkadaşlarıyla milli müfrezeler teşkil etmiş, Aydın cephesini kurarken arasında yer almış, yararlılıklar göstermiştir. Fakat sonraları o da Ethem gibi idare edilemediğinden merkez tarafından istenmeyen olaylara neden olmuştur. Mehmet Efe düzenli orduya karşı çıkıp isyan etmiş fakat ciddi bir olay yaratamadan Rafet Bey tarafından ansızın bastırılarak esir alınmıştır.

B.28- Meclis’in Sivas’a Nakli Meselesi

Eskişehir’e yaklaşan Yunan birliklerinin hızlı ilerleyişine engel olamama düşüncesiyle hiçbir askeri ve siyasi sebep mevcut değil iken hükümetin merkezinin Ankara’dan başka bir yere nakline karar verilir. Bu doğrultu da Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekili Miralay İsmet İnönü, ilgili kişilerle görüşmelerinden sonra hükümetin nakli için Sivas’a karar verir. Karar bizzat uygulanması için Garp cephesi kumandanı Ali Fuat Paşa’ya  1 Eylül 1920 tarihinde telgraf ile bildirilir.

B.29- Garp Cephesinin Kuruluşu ( Batı ) ve Şark Cephesi

            1920 Ekim ayında batı cephesi kurulmuştur. Ali Fuat Cebesoy, bu bölüm de düzenli ordunun nasıl oluşturulduğunu, cephenin gruplamasına ve yerlerini haritadan da yararlanarak yazmıştır.

600 yıldan beri güvenliği için kan dökerek kurulan imparatorluk kurmuş olduğu idareden ayrılarak, henüz milletçe tam anlaşılmamış yeni bir iradeye bağlanmış. Yoksulluk, anarşi ve isyanlar içerisinde süren batı cephesinin Yunan ordusunu yenme ümidi vardı. Bu ümit, batı cephesinden Gediz savaşının kazanılıp, burada gösterilen cesaretle daha da artmıştır.

B.30- Gediz Taarruzu ve Sebepleri

            Mirliva Ali Fuat Paşa ile Kuvvayı Seyyare Komutanı Çerkez Ethem’in Yunan işgaline karşı 1920 yılı Ekim ayı sonunda yaptıkları harekattir. Taarruz planını Genelkurmay Başkanı İsmet paşa cephanelerin az olmasından dolayı kabul etmese de, Ali Fuat Paşa kuvvetleri zayiatlar verdikten sonra Gediz’i geri alacaktır. Böylece İzmir’in İşgalinden sonra ilk defa Yunanların işgal ettikleri bir bölgeden geri çekilmelerini sağlanmıştır. Harekatın bitiminde Umum Kuva-yi Milliye Komutanı olan Ali Fuat Paşa Moskova Büyükelçiliğine tayin edildi. Yerine kurulan iki komutanlıktan “Batı Cephesi Komutanlığı”na Albay İsmet Bey, “Güney Cephesi Komutanlığı”na ise Refet Paşa tayin edilmiştir.

Savaşı yöneten Ali Fuat Paşa  kitabında, Yunanlıların taarruzdan haberdar olamamaları ve habersiz yakalanmalarından dolayı kazanıldığını ifade etmiştir. Savaşın planlarını bizzat kendisi yapmıştır. Taarruzu kusursuzca planlayan Ali Fuat, ordunun ilk zaferini de kazandırmış oldu.

           Mesut B.

Ali Fuat Cebesoy Milli Mücadele Hatıraları

Bir Cevap Yazın